Bulutların üzerinden ufka bakmayan bir terasınız yoksa...
O terasa bir jakuzi, bir palmiye, birkaç şezlong
kondurulmamışsa...
"Yepyeni bir hayat"la ilginiz yok demektir!
Çünkü ne hayal kurabilmişsiniz ne de hayallerinizi
gerçekleştirmişsiniz...
O terasta upuzun ve pek şık bir sedir, üzerinde Fas işi örtü ve
yastıklar yoksa...
Söyleyin...
Nasıl "sevdiklerinizle mutlu anlar biriktirme" imkânınız
olacak?
Bitmişsiniz siz!
Hiç öyle balkondaki sardunyalarınızın güzelliğinden, mutfaktan
gelen mis gibi kurabiye kokularından, komşularla muhabbetinizin
eşsizliğinden falan söz etmeyin!
Geçin bunları...
Koskoca konut sektörü, çokbilmiş reklamcılar, bütün bu "hayat
tarzı" promosyoncuları yalan mı söylüyor şimdi?
Tam burada durayım...
Yoksa yanlış anlayıp bana öfkeleneceksiniz, biliyorum.
Bilmem, son zamanlarda iyice üzerimize çullanan konut reklamlarına
ve arka planlarındaki "hayat tarzı ideolojisi"ne dikkat ediyor
musunuz?
Ben izliyorum ve bazen "bizi delirtmek istiyorlar herhalde!" diye
düşünüyorum.
Alttan alta bir zihin istilası.
İnsani anlamda bir çürüyüş.