Pazar notları:
Hep başına bir şey geliyor: Stres, depresyon, endişe hastalığı, kriz, mutsuzluk, vb. Öyle birden bire üzerine düşüyorlar sanki! Onların altında kalmasan her şey yolunda gidecekmiş gibi bir mızmızlanıyorsun... Peki, öyle olsun! Ama "yer"ini değiştir o zaman! Neden hep orada duruyorsun?
***
Sevildiğine sevin; yoksa ne kadar sevilirsen sevil, hep eksik
kalacak. Sevdiğin için sevin; yoksa ne kadar seversen sev
karşılığını tam alamazsın. Eksiklikle kavga etmenin, tamamlamaya
çalışmanın alemi yok! Güzellik olsun, iyilik olsun, kötülük
kovulsun diye kavga et! Tamamlayacak olan ölümdür. Daire o
zaman kapanır. Yoksa... hayat hep eksik!
Sık sık akşamüstlerinin melankolisinden söz ediyorum. Neden
peki? Neden akşamüstleri öyledir? Yok! Günün üzerine ağır ağır
çöken o güzel gri örtünün günahı yok! Ama bize burada, yani
"dünyada bulunmanın yorgunluğu"nu hatırlatıyor ya, ondan!