Singapur'a doğru ilerleyen yolcu
vapuru öğle sıcağında ağır ağır Malakka
Boğazı'ndan geçiyor...
Ortalık sessiz...
Bütün yolcular dağ başındaki bir sanatoryumda öğle uykusuna yatmış
gibiler...
Bir tek romanın anlatıcısı sergüzeşt beyefendiyle Nilgün uyanıklar,
güvertede şezlonglara uzanmışlar...
"Gözlerimi yumdum. Nilgün'ün yanımda
bulunması huzur verdiği için, bunu güneşin
aydınlığından korumak istiyorum. Loş
şeyler düşünüyorum. Bir İstanbul çocuğu, dünyanın neresinde yaşamış
olursa olsun, hep İstanbul'unu düşünür. Niçin Paris'in, Londra'nın,
Berlin'in yeraltı dehlizleri...