Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki kdv dahil 5 bin liralık sunta
masaya 240 bin lira fiyat biçip ortalığı karıştıran Mimarlar Odası
henüz unutulmadı.
Daha sonra işi "tamam canım, biz şaşaalı örtüyü görünce pahalı
sandık" türünden pişkinliğe vuruşları ayrı bir rezillikti.
Yüzleri kızardı mı?
Hayır!
Sonra mimarlar, mühendisler ve diğer odalar...
Gezi olaylarının ateşine benzin taşıyışları, Lufthansa acentesiymiş
gibi bir tavırla, üstelik solcu bir havayla 3'üncü hava limanının
inşasına karşı çıkışları falan...
Millet bunlardaki "numaraları" gayet iyi anlayıp süzüyor da...
Meslek odalarındaki oligarşik düzen sarsılıyor mu? Hayır!
Aynen devam ediyor.
Birkaç bin kişinin seçtiği yönetim yüzbinlerce meslektaşına
hükmediyor.
Ama bakın!
Hekimlik daha farklı bir şey...
Sağlığımızı emanet ediyoruz...
Tamam siz nasıl bilirseniz, öyle yapın diyoruz.
Ama hekimlerin mesleklerini sürdürüp sürdürmeyecekleri konusunda
her türlü tasarrufu elinde bulunduran tabip odalarının aklı başka
yerde...
En son üyelerine hiç çekinip utanmadan mesaj çekip Kılıçdaroğlu'nun
yürüyüşüne katılmaya davet ettiler. Otobüs kaldırıp gittiler ve
yürüyüşten fotoğraf çektirip üyelerine göndermeyi ihmal
etmediler.
Uyanıklıkta üstlerine yok tabii...
Tabii durumu yenilir yutulur kılmak için de hem telefon
mesajlarında, hem de yürüyüş pankartlarında şöyle laflar etmişler:
"Sağlık hakkımız ve hekimlik değerlerimiz için yürüyoruz!"
Sorsanız...
Kılıçdaroğlu'nun doğrudan 15 Temmuz davalarına karşı bir muhalefet
kampanyasına liderlik yaptığından...
Yani FETÖ'nün maşası olduğundan habersizmiş gibi yapacaklar.
Milleti sersem sanıyorlar!