Sanılanın aksine, bu kitle uzun bir süredir "siyaseten muhalif"
falan değildir.
Siyaset asgari ilkelere bağlılık ister, iyi kötü bir "duruş" ister.
Hiçbiri yok bunlarda.
Söz konusu kitleye solcu, liberal, muhalif muhafazakar, Kemalist,
seküler gibi tanımlarla yaklaşmak, doğru mu, artık ondan da emin
değilim.
Evet, o tanımların, o siyasal veya kültürel duruşların içinden
geçerek bu noktaya geldiler, bu doğru!
Fakat şu an hepsini birbirine bağlayan tek şey üzerinde çalışılmış
ve sonra zihinlerine zerkedilmiş "Erdoğan nefreti"dir.
Bu nefretle uyarılmış, bu nefretle uyuşturulmuş gibiler.
Onlara ne anlatsanız boş!
Gördünüz işte!
İmamoğlu'nun bir esnafa öfkelenip tokat atmaya kalkmasına haklı
olarak şaşırıp "hop, noluyoruz!" diyorsunuz.
Onlar aynı görüntülere bakıp "En kötüsü, genç esnafın gözlerindeki
nefret" diye tweet atıyor.
Adam açık açık Selahattin Demirtaş'ı övüyor.
Eleştiriyorsunuz.