Her seçimden, her referandumdan sonra günlerimiz oy oranlarını
ve "seçmen mesajları"nı tartışarak heba olup gidiyor.
Şimdi bir de Türkiye'nin sandık güvenliği ve seçim başarıları
konusunda ikna turları başladı. Her kanalda sayısız konuşmacı
tarihten örneklerle bunu anlatmaya çalışıyor.
Oysa "hile" olduğunu iddia edenler için bu gerçeklerin ve
tutarlılığın bir anlamı yok.
Soros ve Fetö'nün acentesi gibi çalışıp
ortalığı karıştırmak isteyenler bunları gerçekten
umursuyor olabilirler mi?
Sonuçta ne oluyor?
Yeni anayasa ve yeni hükümet sistemine geçildiği
gözden kaçırılıyor.
Durum o kadar saçma hale geldi ki, artık sonuca değil, detaylara
takılır olduk.
Medyanın bu yapay bunalım atmosferini daha fazla uzamadan
dağıtması gerekiyor.
Sürekli söylüyorum...
Dünya çok hızlı dönüyor. Şimdi aylar, günler değil, her saat kritik
bir dönüşüme, yeni bir gelişmeye gebe.
O yüzden boş tartışmaları bitirip önümüzdeki günlere
odaklanmalıyız.
Malum, Obama ayrılmadan önce küreselci ABD ile ulusalcı
stratejileri ağır basan Rusya arasında
çıkan kavga bizi de yarattığı girdabın içine
çekmişti.
Doğrusu, boğulabilirdik.
Zor kurtardık.
Kurtulmak için çabalarken15 Temmuz'la üzerimize geldiler. İster
istemez 60 yıllık askeri/ ticari/ diplomatik ittifaklarımızdan
şüpheye düştük.
Şükür ki çok şeye ayıldık fakat çok da hırpalandık.
Trump belki güvenilir adam değildi fakat arkasındaki güçlere
bakarak, o gelirse belki bu kavga biter sandık. Böylece biz de
kendi işimize bakacaktık.
Tabii ki, küreselciler hemen sahneyi bırakmaya razı
gelmeyeceklerdi.
Nitekim teslim olmadıkları gibi daha da azdılar.
Basit bir kavga değil bu...
21. yüzyılın parasını, insanını, coğrafyasını dizayn etme
kavgası...
Ve Trump şu an iki arada bir derede...