Mahalle arasındaki apartmanların önünden çarşıya
gidiyorum...
Baktım...
Bir duvara basket potasına benzer çember
yerleştirmişler.
İki oğlan kan ter içinde dört adım öteden çembere top atmaya
çalışıyor.
Biri ötekine pek de inanmadan ve babasının ses tonunu taklit ederek
diyor ki: "Oğlum, ne büyütüyorsun, oyun
bu, kazanmak var, kaybetmek var!"
Ama arkadaşı kaşlarını düşürmüş, ha ağladı ha ağlayacak...
Belli ki, top bir türlü o çemberden içeri girmemiş.
Her oyunun "hayatta kalma"
yarışına döndüğü "survivor"
çağının çocuğu nihayetinde...
*** Ben gençken konu ne zaman...