Sabahın ilk ışıklarında durduğum ıssız benzin
istasyonlarını...
Genzimi yakan o keskin benzin kokusunu özlüyorum...
Bir, iki saat sonra sıcağın bastırmasıyla durup dinecek olan
rüzgâr, fırsat o fırsat, bütün çalıları önüne katıp asfaltın
üzerine sürüklerdi...
İçimi birden sevinç kaplardı.
Bakalım, yol beni bu kez nereye götürecek,
canım nerede konaklamak isteyecek?
Küçük oyuncu heyecanlar işte!
*** Yolum Aydın,
Çine taraflarından geçiyorsa...
Bir yer vardı...
Otoyoldan sapar, toprak yoldan biraz
ilerleyip asmalı bir çardağın önünde
dururdum.
Tabii öyle serpme kahvaltı...