Sır kalmış sıkıntılar, inatla yok sayılmış acılar, otoriter sorular, müşfik cevaplar ve hiç yorulmak nedir bilmeyen dik durma çabası... Babam.
***
Eğlenceden şüphe, neşeden şükür...
Umutsuzluğa karşı direniş...
Uykusuz geceler... Babam.
***
Sanki bir Sisifos öyküsü... Her hayal kırıklığının ardından daha güçlü bir inat ve şevkle insanlara güvenme çabası... Babam.
***
Hayatın kendisine yüklediği görevleri hiç şikayet etmeden sırtlanan adam: Ambülans, itfaiyeci, zabıta... Babam.
***
Vefatına çok yakın bir sıra, kulağıma zorlukla fısıldayarak "bilmeden kırdığı kalpler" olabileceğinden, "ihtiyacı olup da dertlerine yeterince koşamadıklarından" bahsediyor, helallik istediğini aktarmamı istiyordu. "Tamam baba!" dedim; "şimdi bunları düşünme!" Bir deri bir kemik kalmış güçsüz koluyla beni kendine çekip gözlerimin içine baktı ve "mümkün mü?" diye sordu: "düşünmemem, mümkün mü?"