Haşmet Babaoğlu Sabah Gazetesi

Pazar sözlüğü: Şiddetli bir yakınlık biçimi...

AN. Acı kaybımız... Biz ondan söz ettiğimiz sırada çoktan defnedilmiş olan zaman dilimi. Her seferinde bir "anı"dan ibaret yani... Sözlükler "göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre" diyor. Oysa bir kelime...

03 Eylül 2017 | 141 okunma
AN. Acı kaybımız... Biz ondan söz ettiğimiz sırada çoktan defnedilmiş olan zaman dilimi. Her seferinde bir "anı"dan ibaret yani... Sözlükler "göz açıp kapayıncaya kadar geçen süre" diyor. Oysa bir kelime kavramlaşıp yayıldığı, hele züppe bilgelik modalarına malzeme olduğunda sözlükler çaresiz kalıyor; işler gitgide acayipleşiyor. Mesela yılın üç yüz günü sabah dokuz akşam altı kafasını kaldırmadan çalışan birisi size "anı yaşama"nın güzelliklerinden söz edebiliyor. Oysa durup modern akıştan kopman gerek. Elinde tespih var mı? "An"ın en has hali tespihin tek tek taneleri ve dilindeki zikirdir. Belki... Sanırım... Yaşayıp hissedersen!
ASFALT KOKUSU. Şafak vakti aniden yola çıkışların, "bir şehri tam kalbinden vurup gitme"lerin kokusu... Benim için fesleğen, hanımeli kokusu neyse, asfalt kokusu da öyledir.
BİLMEK. Önce öğrenirsin. Ama bazen bütün öğrendiklerin uçar gider. Bilmek, sonra gelir. Bilebilmek için yalnız kalmak gerekir.
DEVİNİM. Zaman zaman solcu sinemacılarda, Kemalist yazar çizer takımında ve "okumuş" görünmek isteyen yazlık site sakinlerinde görülen bir hal. Tuhaf, uygunsuz, takır tukur, hatta gülünç. İşin şakası bir yana, bir tarihte TDK oturmuş Arapça "hareket etmek" fiiline uygun bir Türkçe karşılık aramış ve bula bula bunu bulmuş. Olmamış tabii! Olmaz! Sonra "devinim" zaman içinde düpedüz "hareket"i değil de, "dinamizm"i işaret eder hale gelmiş. Mesela "toplumsal devinim" denilince söyleyenin müktesebatı hakkında bir fikrimiz oluyor ama kulağa da çok ters gelmiyor.
DONDURMACI. Çocukluğa seyahat istasyonu... Kayıp cennetin hatırası...
EYLÜL. Gitgide sararan gün ışığı. Akşam üzerleri kabaran melankoli. Pasaport kontrolünden geçtikten sonra dönüp seni uğurlayan sevgiliye son bir bakış.
NEFRET. Şiddetli bir yakınlık biçimi... Edebiyat tarihçisi ve psikanalist Borch-Jacobsen'in şu sözleri geldi aklıma: "Nefret, öznesinin hemen elinin altında olmasını ister; dokunarak tahrip eder."
NİYET. Gönlün planı... Genç bir adam yapıp edecekleri hakkında bir sürü şey anlatıyor. Projeler, hesaplar, kitaplar, hedefler, vd. Durdurup soruyorum; "niyetin ne?" Takılıp kalıyor. Çıt yok!

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne oluyor, ne olacak? 21 Kasım 2024 | 437 Okunma Çığ 19 Kasım 2024 | 386 Okunma ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? 18 Kasım 2024 | 504 Okunma ‘Ben... şey... inanacağım’ 17 Kasım 2024 | 119 Okunma Haftanın notları: Maneviyat ölünce... 16 Kasım 2024 | 172 Okunma