Laf da, bakış da çok çekici!
Anti-emperyalizm...
Hele sloganların içine yedirildi mi, insanın başı dönüyor, nabzı
artıyor.
Mesela "Kahrolsun emperyalizm" diye haykırıyorsun ve
sanki göğsünde güzel mi güzel bir vatansever çiçek
açıyor...
Sen emperyalizme defol çekince sanki bütün sömürgenler bunu
işittikleri gibi deliklerine kaçışıyor falan...
Oysa dünya bu "anti-emperyalizm" dalgası çıktığından bu yana çok
değişti.
Emperyalizm kavramı yamulalı; sol sloganlar ve solcular
naylonlaşalı çok oldu.
Şimdi dönüp seni böyle bağırmaya itenler kim, diye
baksan, Alman vakıflarını, Amerikan
muhiplerini, kripto ulusalcıları, küreselci/ seküler
çetenin yerli işbirlikçilerinigörüvereceksin.
Eh, sen bilmiyor olabilirsin ama senin cahil deyip
durduğun halk var ya, o biliyor!
Senin de en az emperyalist dediklerin kadar "ecnebi" duruşuna
bakıyor da, zerre kadar lafına kanmıyor.
Belki bazılarınız "Hani bugün Trump'ı
yazacaktın?" diye soracak...
Trump kuyruğu siyasi rakiplerinin kapanına öyle kaptırmış ki,
ayakta durabilmek için dünyayı ateşe vermeye hazır bir halde. Onu
yazarız, zaten defalarca yazacağız.
Fakat Hüsnü Bozkurt Beyefendinin geçen gün
"denize dökme" lafını evetçilere değil de
emperyalistlere söylediğini iddia etmesi üzerine bu
konuya değinmek zorunda kaldım.
Hep o pek tanıdık haller...
Ben söyler sonra kıvırırım; nasıl olsa âlem kör,
millet sersemdir kafası...
Beyşehir'de bir kahvede durumu tekrar şöyle açıklamış: "Aziz Türk
milleti bu tuzağı tanısın, yüzde 1'i bile evet demez
ama olur ya
bilmediğinden, bilinmediğinden evetçıkarsa, kimse
heveslenmesin, biz yine Samsun'a çıkarız... Emperyalistleri denize
dökeriz" diye malum repliğini tekrarlamış.
O kadar "ecnebi" ki, bir türlü aklı almıyor: Emperyalistin kim
olduğunu en net biçimde millet anlar; bunu da 15 Temmuz'da apaçık
biçimde gösterdi.