"Köprüden Haliç vapuruna bindi. Hava soğukça, rutubetliydi;
iskele damını örten çinko üzerindeki güvercinler tüylerini
kabartmış, gözleri yarı kapalı,
melal içinde hareketsiz duruyorlardı.
Şemsi bütün bunlarda orayı bırakıp vapur ve otomobil gürültüsünün
duyulmayacağı sükûnetli bir şehir içi camiine taşınıp taşınmama
kararsızlığı sezmekte...
Fatih ve Sultanselim tarafına bakıp bakıp
düşünüyorlar, ne yapacaklarını bilmiyorlar
sanki...
Yanlarına konan martılar gibi su...