İnsanların gözleri, kulakları, algıları, akılları bir kez hamur
gibi yoğrulmaya başlandı mı, eyvah!
Gerisi gelir.
Ondan sonra ne siyasal partiler durdukları gibi durur, ne sosyal
kurumlar.
Bir kez böyle sersemleştirildiyseniz...
Ayılmanız ve laf anlamanız imkânsızdır.
2013'ten beri belli bir kesim üzerinde bu operasyon
yürütülüyor.
Yine de öyle düşünen on binlerce akranının olduğunu unutmayalım.
Bazıları Çeşme'de, Bodrum'da, Kuşadası'nda yazı geçirmek üzere hazırlanıp yola çıkmış ve seçim sonuçlarını unutmuştur bile...
Biliyoruz...
Bu çocukların yapmayı isteyip de yapamadıkları hiçbir şey olmayacak...
İstediklerini giyecekler, istediklerini yiyecekler...
Konserler, spor etkinlikleri, festivaller...
Hiçbirinden geri kalmayacaklar.
Ama hep "Her şeyimiz tehlikede!" diye düşünecek, memleketlerini yabancılara şikâyet edecekler.
Bu "manyaklığı" üretmek için belli bir kesimin gençleri üzerinde özel olarak çalışılıyor. *** Hemen seçim öncesi...
Bacakları kesilmiş talihsiz köpeğin üzerinden kopartılan sosyal medya rüzgârını hatırlayın...
Psikopat işi bir canavarlık yine psikopat işi bir siyasal kampanyanın malzemesi yapılmadı mı?
Hatırlayın, insanlar bir de bu yolla ayrıştırılmaya ve kavgaya zorlandı.
Seçim günü bile...
Sözcü'nün hayvan sever fakat insan sevmez yazarı Bekir Coşkun talihsiz köpeciğin hatırasını hiç sıkılmadan istismar etti ve şöyle yazdı: "Sandığa doğru giderken bir küçük kara köpek, kulakları ine kalka peşinizden koşacak..."
Bunları niye vurguluyorum?
Sosyal hipnozu görelim diye...
Durum buysa...
Tehlike sürüyor demektir. Bilelim.