Daha ilk günden güneşe ve denizin mavisine âşık olursun...
Hiç ara vermeden esen rüzgârın dilini tanır, konuşursun...
Kimsenin uğramadığı bir koyda denize
girmek çeker canın, berrak bir suya dalmak istersin.
Ama her yer insanla doludur.
Deniz kıyısı da, kasabanın sokakları da tıka basa
doldurulmuştur.
Buna biraz bozulursun ama çaresi yoktur, senin oradaki varlığın da
bunun bir parçasıdır zaten.
Ortama hâkim olan sadeliğin şatafatına kafayı pek takmazsın.
Dünya çok güzelmiş, insanlar hep iyiymiş
gibi havadan sudan söz etmeyi de, hayat sadece yaz
mevsiminden ibaretmiş gibi davranmayı
da çarçabuk öğreniverirsin.
Ve her şey mevsim geçene, faturalar...