Diplomatik veya siyasi nezaket zamanlarında değiliz. Hiç kandırmayalım kendimizi. Kaba zamanlardayız. Her şey en haşin haliyle tezahür ediyor. Bu günler hepimizden sağlam duruş ve hızlı tepki bekleyen günler. Suskunluk ne kelime, yeri göğü inletmek gerekiyor. Bir şey söylemeden, tepki göstermeden önce dokuza kadar sayalım derken on dediğimizde çoktan sırtımız yere gelmiş olur, sonra dövünmek fayda etmez! *** Salı günü ABD resmi organları yoluyla Türkiye'deki vatandaşlarını teröre karşı uyardı yetmedi, seyahat kısıntısı istedi ve güvenlik seviyesini yukarıya çekti. Bazı kaynaklar bunun Amerikalı görevlilerin ailelerinin geri çekilmesi anlamı taşıdığını da iddia ettiler. Tabii sosyal medyada dedikodular dolaşmaya başladı. Bir şeyler mi, olacak? Savaş mı, darbe mi, büyük bir terör saldırısı mı? Tam da Cumhurbaşkanı ABD'deyken... İlle de karanlık hesaplara dayanan söylentiler olarak değerlendirmeyin. İnsanlar "sahiden n'oluyor yahu?" diye sormakta haklıydılar. Üstüne İsrail'in Türkiye'deki vatandaşlarına "mümkün olan en kısa sürede" ülkeyi terk etmeleri uyarısı geldi. Öyle ki, başta ekonomi olmak üzere genel düzeni sarsmak için bir operasyon yapılıyormuş gibi arka arkaya geldi haberler. Peki bizim Bakanlar Kurulu ve Dışişleri'nden derhal bir karşı tepki ve açıklama geldi mi? Hayır!