Haşmet Babaoğlu Sabah Gazetesi

Taksim Topçu Kışlası deyince...

Diyorum ya... Sorgulamamız istenmeyen... Bilmemiz engellenen... Unutturulan... Öğretilmeyen... Gerçek yerine bambaşka hikâyelerle sonraki kuşaklara aktarılmış ne varsa... Hepsiyle yeni baştan tanışma ve öğrenme...

20 Haziran 2016 | 2.921 okunma

Diyorum ya...
Sorgulamamız istenmeyen...
Bilmemiz engellenen...
Unutturulan...
Öğretilmeyen...
Gerçek yerine bambaşka hikâyelerle sonraki kuşaklara aktarılmış ne varsa...
Hepsiyle yeni baştan tanışma ve öğrenme günlerindeyiz çok zamandır.
Böyle de sürecek.
İyi ki...

***
Bundan üç yıl öncesini düşünüyorum.
İlk lafı edilip de büyük gürültü patladığında Taksim Topçu Kışlası'nın var olduğunu bilen mi vardı?
Eskiden gazetelerin tarih köşelerinde ara sıra Taksim Stadı'ndaki bir maçta çekilmiş sararmış resimler çıkardı, o kadar.
Ama kimse Osmanlı ordusunun modernleşme sürecinin en önemli binalarından biri olan Taksim Topçu Kışlası'nın orada olduğundan söz etmezdi. Adı konulmamış bir sansürdü sanki!
Bu kışlanın 31 Mart Vakası'nda (bugünkü takvimle 13 Nisan 1909) Selanik'ten gelen Hareket Ordusu'na karşı arkasındaki Taşkışla'yla birlikte sonuna kadar direndiğini ve gelişmeler sonucu 14 gün sonra II. Abdülhamid'in düşürüldüğünü bilip işitenler ne kadar azdı.
31 Mart'ın bir irtica kalkışması değil, nihayetinde başarıya ulaşmış bir darbe girişimi olduğu açıktı ama kabul edin ki, uzun yıllar boyu bu hikâyeyi sorgulamaya yanaşmaktan çekinildi.
Çocukluğumda 27 Mayıs sonrasının da havasıyla bugünkü Gezi Parkı'na giderken insanların hâlâ birbirine "haydi İnönü'ye çıkalım!" dediğini hatırlarım.
Neden mi?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Ne oluyor, ne olacak? 21 Kasım 2024 | 437 Okunma Çığ 19 Kasım 2024 | 386 Okunma ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? 18 Kasım 2024 | 504 Okunma ‘Ben... şey... inanacağım’ 17 Kasım 2024 | 119 Okunma Haftanın notları: Maneviyat ölünce... 16 Kasım 2024 | 172 Okunma