Yeni yalancıların ve "sahte haber" üreticilerinin en sevdikleri şey tartıştırmak...
Çünkü biz tartıştıkça, onların yalanları için bir şans doğuyor.
Çünkü biz tartışıp durdukça, apaçık konularda bile kafalar bulanıyor. Gayet net açıklamalar biz üzerlerine tartıştıkça belirsizleşiyor.
Çünkü biliyorlar, sosyal medya çağında olur olmaz meseleleri "tartışmaya açmak" çocuk oyuncağı.
***
Ne zaman "tartışırsak doğrular ortaya çıkar" (Ah şu feci TV tartışmalarının etkisi!) mantığının yanlışlığını anlatmaya kalkışsam...
Ne zaman her tartışmaya atlayan tipler yüzünden patlak veren kavgalara ve ayrışmalara bakıp hayıflansam...
Aklıma Elias Canetti'nin o sözü gelir.
"Sadece ve durmaksızın tartışacak kadar sersemlemiş insanlar" diyordu Canetti.
Haklıydı.
Şimdi buna "sersemletilmiş insanlar" deyimini de eklemek gerek. Tartışmalar yoluyla sersemletilmiş insanlar...
***
Hani geçen gün demiştim ya, yalan habere karşı durmadan doğrusunu söylemeye çalışmak çare değil, değişmez doğrularımız ve ilkelerimiz olmalı, onlar üzerinde direnmeliyiz; yalancıyı da, yalanı da öyle pes ettiririz.
Şimdi de diyorum ki...
Tartışmak, iddialaşmak çare değil.
Çoğu zaman bıyık altı bir gülümseme yeter de artar bile.
Ama asıl olan doğru bildiğin yerde dik durmak, direnç göstermektir.
Ve emin olun, tartışmak yerine dertleşmek hepimize daha iyi gelecektir.
***
Anlamışsınızdır, bütün bunlar güncel siyaset ve sosyal olaylara dair düşüncelerim...
Ama bu...