Canımızı yakan gerçeklerle yüzleşmemek için uç vakalara odaklanmak...
Medyanın bildik işi bu, diyeceksiniz..
Bütün dünyada böyle...
İyi de medyayı buna kışkırtan, her uyduruk haberin üzerine atlayan kim?
Cevap açık; biz...
Birkaç gün öncesine dair gazetelerimizde boy gösteren şu haberi hatırlayacaksınız, zaten aklınızdan çıkmamıştır: "Genç anne tatile gidebilmek için iki çocuğunu öldürdü."
Bu başlığın altında Rusya'nın Novgorod şehrinde çocuklarıyla yalnız yaşayan 27 yaşındaki Elena Kerimova'nın mayıs ayı için bir tatil paketi satın aldığı ama çocuklarını bırakacak kimse olmadığı için onları soğukkanlılıkla boğup sonra da yangın süsü verdiği yazılıydı.
Haber aldı, yürüdü.
Kimse de "yahu olur olmaz şeylere cinnet diyoruz, bu cinayetin soğukkanlı bir kurgu olduğuna nasıl inanıyor, inandırılıyoruz?" diye sormadı.
Ama haberi az çok nesnel dille veren dış kaynaklara bakınca işin rengi değişiyor; öyle iddia edildiği gibi annenin "hayatına baştan başlamak isteği" ve tatil hevesi dile getirilmiyor.
Çocukların babasını nafaka için mahkemeye vermiş ama sonuç alamamış; çok ciddi geçim sıkıntısı çeken ve artık işin içinden çıkamayacağını anladığı bir noktada "cinnet" sınırını aşan bir insan var kaynaklarda.
Daha nisan başında 12 yaşındaki kızının instagram hesabına "varlığın ayaklarımı yerden kesiyor, senin için yaşıyorum bebeğim" yazmış bir anne.
Muğlak ve sorgulamaya açık yönler yok mu? Var.
Bankalara borçlu ama bir aylık araba kiralamış ve bir tatil paketi satın almış. Yani her şey normalmiş gibi davranmış.
Peki biz niye tatil noktasına bu kadar takılıyoruz?
Neden "hafif medya" insanların dikkatini tatil konusu üzerinden gıdıklıyor? *** Çünkü günümüz insanı tatil