Başbakan Davutoğlu'nun 1 Kasım seçimlerinden sonra "toplumsal
gerilimi düşürerek yapısal reformların makul şekilde
konuşulabileceği ortam hazırlamayı" kendine temel hedef olarak
belirlediğini biliyoruz. Bunu zaman zaman açıkça ifade ediyor.
Fakat öyle sanıyorum ki, bu bakış açısının değiştirilme aşamasına
geldik, dayandık.
Anayasa görüşmelerinden sonra muhalefetin fırıldakları ve
Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı'na hakaretleriyle gelinen noktaya
bakarsak...
Eminim ki, Davutoğlu belirlediği hedefin problemli kavramsal
çerçevesini yeniden elden geçirecektir.
***
Her şeyden önce...
Toplumsal gerilim ile "muhalif" siyasal aktörlerin kurguladığı
gerilim çok farklı şeyler.
Bu kurgu gerilim sürekli tırmandırılıyor. Fakat sokakta bir
karşılığı olduğu tartışılır.
CHP'yi ele alın...
Mesela CHP'nin kalesi İzmir'e veya İstanbul'da Bağdat Caddesi'ne
veya Nişantaşı'na gittiğinizde etrafta yumrukları sıkılı, çeneleri
kilitli insanlar mı görüyorsunuz? Hayır!
Hatta doğrudan nasıl yaşadıklarına bakınca, keyifleri pek yerinde
gözüküyor.
Ya da AK Parti ve CHP'nin birbirine yakın oy potansiyeline sahip
olduğu Antalya'yı düşünün... Bu şehirde insanlar birbirlerine
düşman ve iş hayatı kamplara bölünmüş halde mi? Hayır!
Bazen kurgu teorilerin büyüsünü bozmak için en iyi yol doğrudan
gündelik hayata başvurmaktır. Yaptığım şey bu.
***
Alın Güneydoğu'yu... Şu sıralarda siyasal iklimin en sert,
tansiyonun en yüksek olduğu bölge, değil mi? Evet!
Peki savaş kiminle? Terör örgütüyle.
HDP'ye oy verenlerin önemli bir kısmı da dahil, bölge halkı hendek
ve kurtarılmış bölgeler belasından çarçabuk sıyrılmak için dua
etmiyorlar mı?
Sonuç olarak...
Ülkedeki mevcut tansiyon, toplumsal değil, siyasaldır.
Diyeceksiniz ki, bu gerilimi toplumun ana damarlarına aktarmak
isteyen çok. Doğru!
O yüzden akademisyenlerin bildirisi gibi başından sonuna kurgu
medyatik operasyonlar yapılıyor.
O nedenle kötülük odakları "şimdi de Aleviler üzerine mi oynasak?"
hesapları yapıyor.
Fakat Türkiye artık bu oyunlara gelmez. Gelmemeli. İktidar bu
senaryoları önlemek için "muhalefetle makul konuşmalar yapmayı"
beklememeli.