Küreselciler, Pentagoncular, "ben dünyayı istediğim gibi
şekillendiririm"ciler...
Ve onların anlı şanlı medyası...
Hepsi yakında Türkçe öğrenecek...
Şimdi FETÖ dershanelerinden sufle alıyorlar.
Hiç dert değil!
Nasıl olsa, uçarı kaçarı yok!
Elbet "Türkiye okulu"na da kaydolacaklar.
Bu ülke ve bu millet hakkında şimdiye kadar öğrenmeye
yanaşmadıkları ne varsa, paşa paşa çalışıp beyinlerine nakşetmek
zorunda kalacaklar.
New York Times'ın geçen gün Zarrab davasını bahane ederek tarihinde
ikinci kez Türkçe tvit attığını işitmişsinizdir.
Peki, ilk Türkçe tvitleri neydi?
Hatırlatayım: "Avrupa'nın diğer ülkelerinde yaşayan bir Türk
müsünüz? Referandum hakkında görüşlerinizi iletin."
Avrupa'da yaşayan Türkler 8 Nisan 2017 tarihli bu tvite gülüp
geçmişti. İkinci Türkçe tvitlerinin arkasındaki sahtekâr hesapları
da görüyoruz. Nihayetinde öfkelenip geçeceğiz.
Brüksel muhabirimiz ve değerli arkadaşım Mehmet Solmaz konuyu
yorumlarken "Sermayenin ve küresel hegemonyanın bir olup bu denli
saldırdığı başka bir ülke yok. Çok yaşa Türkiye!" diyordu ki,
yerden göğe haklıydı.
Saldırıları her seferinde daha az sarsıyor. Türkiye dimdik duruyor.
Onları delirten de bu.
Hepsi it gibi biliyor ki, algı oyunlarını yutmayacağız, darbe ve
kriz zorlamalarına boyun eğmeyeceğiz, asla hizaya gelmeyeceğiz.
Uzun yıllardır karşımıza çıkarken yüzlerine yaptıkları demokrasi,
özgürlük, hukuk makyajı akıp gitti. Bunun farkındalar. İçimizdeki
(siyaset) ajanları da tamamen deşifre olduğunda, hiç şüpheniz
olmasın, tarzları, dilleri, sözleri değişecek.
O zaman...
Yalnız New York Times'ın değil, Gezi olaylarından beri Türkçe kapak
yapmaya, Türkçe manşetler atmaya başlayan Avrupa medyasının da
"yapmayın, etmeyin" diye Türkiye'ye Türkçe yalvardıkları halleri de
göreceğiz.