Solculuk yaptığım (!) üniversite yıllarımda evden erkenden çıkıp
Vezneciler'deki Site Yurdu'nda pazar kahvaltısına giderdim.
Büyük tepsilerde menemen yapar, altı, yedi kişi içine ekmek
bandırırdık.
Bir yandan da Marks, Lenin,
konuşurduk...
O zamanlar sosyalist devrim mi, "Milli Demokratik Devrim" mi
tartışması çok gözdeydi...
Tabii "solculuk" deyimi fazla hafif meşrep bir
ifadeydi, biz "devrim" istiyorduk ve tam olarak ne
anlama geldiği konusu da fena halde bulanıktı.
Gençlik işte!
Sohbet sımsıcak olurdu, menemenler lezizdi...
Ama bir nokta beni çok huzursuz
ederdi
Anadolu çocuğu arkadaşlarımın bu ülke insanının "inanç ve
düşünce" dünyasıyla aralarındaki mesafe
olacak...