Malum, üniversite tercih günlerinde son viraja girdik ya...
Özel üniversitelerin kendi kendilerini yağlama bağlama seansları
zirveye vurmuş durumda.
Bilmiyorum, tv'lerde üniversitelerini tanıtan hocaları izliyor
musunuz?
Eskiden "bizim üniversiteyi bitirirseniz şıp diye iş bulursunuz"
tezi çerçevesinde öğrenciye "gel gel" yapılırdı.
Eh, yürümedi tabii!
Dikkatimi çekiyor; artık reklamlarını insafsızca moda hayalleri
gıdıklama noktasına kadar çekiyorlar.
"Bizden mezun olursanız, yeni Steve Jobs olmanız, işten bile
değil!" demenin eşiğine kadar gelen birini dinledim geçen gün.
Pes, dedim içimden.
Kaç Steve Jobs olur bir dünyada?
Ayrıca Jobs'un, Gates'in falan "üniversite terk" tayfasından
olduğunu söyleyecek cesareti var mıdır, derseniz, ne gezer!
Üstelik burası Türkiye, kardeşim.
Bir dur, etrafına bak, en azından okulunun otoparkına baksan,
yeter! Baba parasıyla alınmış sürüyle BMW'ye falan...
Bir de "bizim üniversitemiz bilim yuvası" deyip duranlar
var.
Laboratuvarlardan, araştırmalardan falan bahsedenler...
İzlerken buruk bir gülümseme yayılıyor yüzüme...
Oysa mezunlarının yüzde 99'u aile şirketlerine yatay geçiş yapıyor
ya da "iyi bir iş ve iyi bir eş" peşinde koşuyor.
Bilim çok başka şey ama kim anlatmakla uğraşacak ebeveynlere ve
öğrencilere, değil mi?
Maksat havası olsun!
Bir de kampusta bisiklet; kampusta spor, kampusta tabiat ile
gösteri yapanlar var.
Öğrenciler de onlara sorsa keşke...
"Kampusta muhabbet var mı hocam, muhabbet?"