Ben derin ekonomik ve siyasi tahakkümü kastederek "küresel
merkez" diyorum...
Siz isterseniz, işin sadece bir yanından tutarak "üst akıl"
diyebilirsiniz. Sorun yok!
Tabii "üst akıl" deyince ister istemez aklıma bazı muhafazakar
yazarlar geliyor. Bunlardan biri 12 Temmuz'da bu kavramla dalga
geçip kullananları "paranoya"yla suçlamıştı.
15 Temmuz darbe/işgal kalkışması kafasına dank mı etmiş, yoksa çark
mı etmiş, bilemeyeceğim...
Şimdi "üst aklın Erdoğan'la hesaplaşmaya kalkışması"ndan dem
vuruyor.
Neyse...
Bugün konum onlar değil.
Bugün "küresel merkez"in, çıkarına uygun düşmeyen eylemler bir
yana, hakikati ifade eden sözlerden bile dehşetli gıcık kaptığına
dikkat çekmek istiyorum.
Sekiz yıl kadar geriye gitmeye var mısınız?
***
2008 Yılı Arap Liderleri Zirvesi.
Libya Lideri Kaddafi konuşuyor.
"El Kaide Irak'ta saklanmamıştı; Taliban Irak'ta hiç görülmemişti.
Irak'ın kitle imha silahı var, dediler ama sonra da olmadığını
kendileri açıkladılar.
Zaten dertleri kitle imha silahı olsaydı Pakistan'a, Hindistan'a
Fransa'ya, Çin'e girmeleri gerekmez miydi? Girdiler ve Saddam'ı
astılar. Hiçbirimiz sesimizi çıkarmadık."
Arap liderleri koltuklarının altına girmek istiyorlar o anda.
YouTube'da videosu var, izleyin. İbret verici.
Hep deli deli konuşmasına alıştığımız Kaddafi bu sefer çok sakin,
tane tane anlatıyor.
" Hepimizin Saddam'la anlaşmazlığı vardı, benim de" diyor ve
ekliyor:
"Asılmasını hiç mi sorgulamayacağız?"
Sonra altın vuruşu yapıyor Kaddafi...
Elini kendisini müstehzi bir ifadeyle dinleyen Mısır ve Suriye
liderlerine uzatıp "şimdi ne olacağını söyleyeyim diyor; sıra size
gelecek; hepimizi sırayla indirecekler!"
***