PAZAR SÖZLÜĞÜ:
GÜNDEM. Bir süredir siyasi/sosyal gelişmelerden başka bir
anlam taşımıyor. Oysa bana sorarsanız, onlar gündem değil, bir
süredir "hayat memat meselemiz"dir. Gündem deyince "işler
güçler" ve "günün yapılacaklar listesi" gibi bir şeyi (Ajanda, vb)
anlama dönemimiz kapandı mı yoksa? Elektrik faturasının son gününe
ne oldu? O sizin değil kaydınızı verdiğiniz bankanın gündemi mi? Ya
sevdasını gündem kılanlar? Çok mu şairane geldi? Öyle bakıyorsanız,
hiç doğru dürüst sevmemişsiniz, özlememişsiniz demektir.
IŞIK. "Nur"un manasını bilmeyene ışığın göz kamaştıran
çiğliğini anlatabilmek mümkün mü? Sevdikleri biri
ölünce "Işıklar içinde yatsın!" diyorlar. Göğse bir rozet
iliştirilir,ideolojik bir ayrım çizgisi çeker
gibi söylüyorlar. Oysa sersemlik gösterisi! Işık açıkken
yatmaya kalkışmak belki de korkudan gözünü bile
kırpmamaya tekabül etmektedir. (Not: Okulda nasıl
öğrenirseniz, öğrenin; tarihte, hayatta ve dilde hiçbir
kelime diğerinin eşanlamlısı değildir.)
KAKTÜS. Penceresinin önünü çeşit çeşit kaktüs
saksılarıyla süslemiş. Niçin kaktüs seviyorsun, diye soruyorum.
"Aylarca su vermesen, öf pöf etmezler" diyor. O an içimi
sıkıntı basıyor. Dönüp kaktüslere bakıyorum. Zorlu bir psikoloji
testi için laboratuvara alınmış denekler gibiler. Arıza çıkarmayan,
dert yaratmayan, her türlü ilgisizliğe karşın yine de boy vermeye
devam eden sevgililer... Artık istediğimiz bu mu?
ÖZLEMEK. Yanlış yerde olduğunu bilmek. Ya orası ya da burası;
birinden biri "hakiki" değil; birinden biri "yerimiz" değil. Bana
sorarsanız, aşkın ta kendisi; iman ırmağının yatağı, sanat ve bilme
iradesinin kışkırtıcısı.