"Dayandığımız şeylerin hangisi buna değerdi?"
Bu cümle beynimde kıpırdanıp duruyor.
Kalbime doğru inip sorgulamaya devam etmesine şimdilik izin vermiyorum, öyle ya, akşam yaklaşıyor, hüzün gelirse gitmez bir daha kolay kolay...
En iyisi yürümek...
Yine sağıma Göksu Mezarlığı'nı alıp Hisar'a doğru yürüyorum.
Solumda yıllardır azar azar yıkılan tarihi Halat Fabrikası'nın duvarları...
Duvar yazıları da artık rap şarkıları: "Tek derdiniz para pul/sevmek ne pahalı!"
***
Mezarlık tarafına bakıyorum...
Şurada yatanlar hayatlarının bir bölümünde "Dayandığımız şeylerin hangisi buna değerdi?" diye hiç sormuşlar mıdır?
Sorunun devamını...