Nar ağacı ile zeytin arasına hamak
kurulan bir evimiz olsun istemiştik...
İlkyaz vakitleri hani...
Şehrin sabah rüzgârları oralardaki ağaçların hışırtısına özlemimizi
artırsın, okullar kapanınca ailecek kaçıp gidelim istemiştik...
Yaz meyvelerine, avluların taş
serinliğine, öğleden sonraları dağdan
denize doğru inen kekik kokularına
adanmış alçakgönüllü bir evimiz olsa, fena mı
olurdu?
*** Birden böyle
düşünmeye/düşündürülmeye başlamıştık...
80'lerin ortası mıydı neydi?
Birtakım yapsatçıların avuçları kaşınmaya...