Tamam, dünyanın hızı baş döndürüyor.
Gündem kalabalık.
Ama hepsini bir kenara bırakıp yine gündelik hayatımıza; toplumumuzun bütün kesimlerini ayırmaksızın etkisi altına alan yeni "yaşam kültürü"müze değinmek istiyorum.
Neden diye soracak olursanız...
En son, muhafazakâr kesimlerde de meşhur bir psikoterapist ile şu sıralarda gözde olan bir yaşam koçunun sosyal medya paylaşımlarını okuyunca pes ettim.
O nasıl süslenmiş püslenmiş kafa karışıklığıdır!
Anlaması zor.
Psikoterapist beyefendi, 2018 hedeflerini açıklarken önce ağır bir tasavvuf jargonuyla artık "ummana ulaşmak için" hayatın basit arzularından ve "ten"den vazgeçmeye karar verdiğini açıklıyor. (Konumuz kişiler değil, toplumsal / kültürel trendler. İsim vermeye gerek yok!) Geçen yıl acılarla, derslerle doluymuş.