Halkı her an yoldan çıkabilecek haylaz ve cahil bir çocuk gibi
görmenin sadece CHP'lilere has bir özellik olduğunu sanıyorsanız,
yanılıyorsunuz.
İdeolojik tutumu halkla muhabbetinden önde giden her siyasetçi bu
yanlışa saplanır.
Kolaycılıktır.
Gösterişçiliktir.
Siyasette basamakları tırmanmaya başlayınca insanın üzerine sinen
bir seçkinci havadır.
Tamam! İlk ve en hayati nokta bu kadroların FETÖ virüsüne karşı dimdik duracak nitelikte olmalarıdır. Bunu biliyoruz.
Ama bir de git gide sıkıntılı hale gelen "yeni dünya"yı yeni bir zihin ile göğüsleyebilme sorunu var.
O yüzden bütün kolaycı yollardan uzak durup ders çalışmak ve her problemde sorumluluğu halkın üzerine atacak ideolojik kabalıktan uzak durmak gerekiyor. *** Hatırlıyorum, 2012 yılıydı...
Bir AK Parti milletvekili halkın maneviyatını düzenleyip koruyacak bir yasa teklifi hazırlamaya kalkışmıştı.
Tabii hemen en kolay yolu seçip tv dizilerine çeki düzen vermeyi istiyor, bunun çözüme giden yol olduğunu düşünüyordu.
Ona bu köşede halkın manevi duruşunda bir sorun yok (nitekim bunu 15 Temmuz'da nasıl da net gördük!) demiştim.
Sorun gündelik hayat iktisadında...
Nitekim (şimdi adı lazım değil) o siyasetçiye önce halkın kredi ve finans düzeninden çektiklerini sorgulayıp düzeltme yollarını ara demiştim...
Ve şunu da eklemiştim...
Konut politikasının geleneksel birikimimiz ve gönül çizgimizle taban tabana zıt gittiğini gör, değiştir.
Beş yıl geçti.
Bu konularda hâlâ aynı yerdeyiz.
Umarım, AK Parti yeni kadrolarını gündelik hayat iktisadını ve halkın boğuştuğu sorunları gören kişilerden oluşturur.