"Bir bayram günü Dolmabahçe'nin merasim
salonunda muayede resmi yapılıyordu.
Abdülhamid arkasında paltosu, elinde kılıcı ve
beyaz güderi eldivenleri ile salonun nihayetinde ortaya konulmuş
kırmızı atlaslı ve altın yaldızlı bir tahta oturmuştu. Arka tarafta
şehzadeler, mabeyn erkânı, sağ tarafta vükela, ulema, askeri efrat
ve paşalar dizilmiş, muayede için sıralarını bekliyorlardı.
Mabeyni Humayun Muzıkası en klasik parçalarını çalıyor, sırası
gelenler tahta doğru ağır ağır yürüyordu...
O esnada müthiş bir zelzele
oldu.
Muzıka birdenbire durdu. Salonun ortasında asılı olan büyük
avizenin billurları birbirine çarpıyor, yüzlerce çıngırak sesi
salonu çınlatıyordu. Ortalık...