Moral bozmak yok...
Söylentiler, yalanlar, algı bozmalar, hipnotik numaralar...
Hiçbir şey diri kalmamızı engellememeli!
Fakat bir nokta var.
Kapatmakta geciktiğimiz, ayak dirediğimiz, hafife aldığımız bazı defterleri artık kapatmamız gerekiyor.
Defterler dedim değil mi?
Siz onu bazı dostlar, bazı akrabalar, sosyal medyadaki bazı bağlantılar olarak anlayın...
***
Bu darbe (gerçekte iç savaş ve işgal) girişimine hâlâ "tiyatro" diyen ve bundan hiç utanıp sıkılmayanlarla ilişkilerimiz mesela...
Çünkü bu bir fikir değil.
Tartışmaya açılacak bir yorum falan da değil.
Bu düpedüz paralel operasyonun içinde yer almanın açık ifadesidir. Bu kadar yalın!
Böyle diyenleri yakınınızdan uzaklaştırın; zihninizden, kalbinizden çıkartın.
Tanklarla insanları ezenleri, millete ateş açanları, meclise bomba atanları, şehirlerin üzerine F16'ları sürenleri yok sayarak sosyal medyada ve eş dost muhabbetlerinde "ama... ama..." Diye bık bık edip duranlar var ya...
Bırakın artık onları da!
Zaten iki dakika kulak verseniz, samimi olmadıklarını, demokrat olmadıklarını, hatta "insan" bile olamadıklarını anlayabilirsiniz.
Milletin TSK'nın üzerine değil, Fetocu darbe çetesinin üzerine yürüdüğünü anlamıyorlar sanmayın sakın!
Bu onların saflığından değil, tersine zihinlerinde yıllardır biriken pislikten kaynaklanıyor.
Bırakın o ilişkileri.
Varlıklarından bir fayda çıkmaz, emin olun!
***
Bir de millet zaten 15 Temmuz gecesinden beri sokaklarda birleşmiş, çarpıcı bir ittifak oluşturmuşken...
Hâlâ sızlananlar var.
Neymiş?
Daha daha yakınlaşacakmışız da, birçok şeyi paylaşacakmışız da, yapmıyormuşuz!
Yahu sosyal medyada yalan olduğu apaçık görüntü ve haberleri sabah akşam yayanlarla...
Onca yıl bu ülkede yaşayıp da camilerde sala okununca asabı bozulanlarla iç içe yaşıyoruz işte!