Yurtta ve cihanda yoğun ekonomik gelişmeler gündemi sararken, biz bir yandan makro profilimize bakmayı sürdürelim. Bu doğrultuda hatırlayacak olursanız, son ilgili yazımda iç talepteki kredi destekli canlanmayı gündeme getirmiştim. Bugün ise, dış âlem tarafından gelen etkilerle devam edelim diyorum. Hazır bu hafta en güncel ilgili veriler de açıklanmışken, resmin bu tarafındaki mesajları bir okuyalım.
Öncelikle belirtmek gerekir ki; TÜİK bu Salı Eylül dış ticaret istatistiklerini açıklayınca, yılın 3. çeyrek faslını da netleştirmiş olduk. Duruma evvela ihracat açısından bakacak olursak, yılın ilk 9 ayında nominal rakamlarla %10,5 oranında bir artış kaydettiğimiz anlaşılıyor. Bu noktada, 3. çeyrek özelinde yıllık bazda hızlanan bir tablonun söz konusu olduğunu eklememde fayda var.
MADALYONUN İKİ YÜZÜ
Doğrusu bu sene ihracat yüzümüzü güldürdü. Özellikle motorlu kara taşıtları, demir-çelik, makineler gibi fasıllar da, bu gelişimde öne çıkan katkıları verdiler. Hatta Çarşamba günkü TİM açıklaması sayesinde, son çeyreğin ilk sinyallerini de almış olduk. Ekim TİM verileri, bu dönemde ihracatın yıllık bazda %15,6 oranında arttığını ortaya koydu.
Dolayısıyla ihracat yıl ilerlerken memnun etmeye devam ediyor ancak madalyonun diğer yüzündeki ithalat da hiç sönük kalmıyor. Zira yılın ilk 9 aylık döneminde, ithalat %15,5 artmış durumda. Demek oluyor ki; ihracat artışından da ileri gitmiş bir ithalat performansıyla karşı karşıyayız.
Yılın 2. çeyreği itibariyle kıpırdanan ithalatta 3. dilimde baş gösteren tırmanış, son tahlilde olayı bu safhaya getirmiş gözüküyor. Bu ise, net mal ihracatının büyümeye katkısı açısından da, cari açık açısından da hoşumuza gitmiyor.