AB liderleri dün Sofya’da bir araya geldiklerinde, ajandalarında ABD kararlarıyla zuhur etmiş sorunlar da yer teşkil etti. Trump’ın estirdiği ticari korumacılık rüzgarları bir yana, henüz bozduğu İran nükleer anlaşması Avrupa ekonomisi açısından yok yere sıkıntılara sebep olmuş durumda… Bilindiği üzere ABD Başkanı’nın verdiği kararla ülkenin İran’a bir zamanlar uyguladığı JCPOA öncesi yaptırımlar geri geliyor. Buna göre, metal ve otomotiv dahil kimi alanlara Ağustos, enerji, gemicilik, finans gibi sektörlere ise Kasım itibariyle yaptırımlar geleceği açıklandı. Hemen akabinde bu hafta da Trump yönetimi, İran Merkez Bankası Başkanı’nı küresel terör listesine eklemlendirerek Tahran’a yaptığı baskıyı artırmaya niyetli olduğunu gösterdi.
Bu bağlamda ABD, finansal pencereyi de iyice daraltarak firmaların karşılıklı iş yapmasını ve böylece İran’ın nefes almasını zorlaştırmayı amaçlıyor. ABD Hazinesi yaptığı açıklamalarla, sadece kendi ülkesindeki firmaların değil, herkesin elini eteğini İran’dan çekmesi için dünyayı bir nevi tehdit ediyor.
NASIL BİR DEVAM?
ABD’nin anlaşmadan geri adım atması, iş dünyaları için endişelenen AB liderlerini meseleye dair kafa yormaya zorluyor. Sofya’da da altı çizildiği üzere; Avrupa cephesi anlaşmaya ve suhulete devam diyor olsa da, akıllardaki temel endişe ABD’nin firmalara yaptırımlarla bulaşması… İşte bu doğrultuda nükleer anlaşmayı ABD’siz geleceğiyle kurtarmak için şimdi yeni çabalar sarf ediliyor.
Doğrusu ekonomisi kolay zamanlardan geçmeyen İran da, işin nereye evrileceğini görmeye çalışıyor. Neticede vaziyet, hangi ortağın nasıl davranacağına bağlı… Petrol ticareti açısından bakıldığında, başlıca ortak olan Çin’den bu anlamda olumsuz bir etki beklenmiyor. Keza Hindistan da gelişmelere duyarsız kalabilir ancak diğer Asyalı ortakların daha hassas davranma olasılığı var. Bu kapsamda Avrupa’nın yola devam demesi, İran açısından önemli olacak. Günlük 500 bin ila 1 milyon varil arasında lafzı edilen ve yerini Suudi Arabistan başta olmak üzere diğer bazı petrolcülerin doldurmayı beklediği bir ihracat kaybı, İran açısından hissedilir bir etki yaratır.
Tabii sadece petrol değil, uçak alımlarından otomotiv üretimine kadar İran’ın AB menşeli firmalarla girilmiş birtakım işbirlikleri mevcut. Dolayısıyla anlaşmanın getirdiği ilgili menfaatler özellikle Avrupa tarafında da yok olursa, Tahran’ın verdiği sözleri tutmak için pek bir motivasyonu kalmayacak.