Hatice Karahan Yeni Şafak Gazetesi

Mesafe ve sinyal

Aslında konuya bu köşede girmeyip çıktılarına odaklanmıştım ancak uluslararası kontekstin piyasalara yansımalarının yoğunlaştığı şu ortamda, sanırım bahsetmekte fayda var.  Bundan...

24 Kasım 2017 | 88 okunma

Aslında konuya bu köşede girmeyip çıktılarına odaklanmıştım ancak uluslararası kontekstin piyasalara yansımalarının yoğunlaştığı şu ortamda, sanırım bahsetmekte fayda var. 

Bundan yaklaşık iki hafta önce Brüksel’deydim. Çeşitli kurumların temsilcileriyle görüşmelerde bulunmak üzere gittiğim AB başkentinde, iş insanlarımızın oluşturduğu bir heyet de söz konusu temaslara aktif bir şekilde eşlik etti. Heyette, Türkiye’de faaliyet gösteren hem yerli hem de uluslararası firmalardan ve iş örgütlerinden kıymetli isimler yer aldı.

Ve oldukça yoğun bir program çerçevesinde, AB Komisyonu’ndan Avrupa Konseyi’ne uzanan bir yelpazede çok sayıda Avrupalı temsilciyle karşılıklı ilişkileri konuştuk. Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye Forumu üyeleri ve AP Türkiye Raportörü Kati Piri ile bir araya geldik. Avrupa’nın çatı iş örgütleri ve düşünce kuruluşları temsilcileriyle de, samimi bir atmosferde buluşup istişareler yaptık. 

Doğrusu ziyaretin çıkış noktası, ekonomik diplomasi temelliydi. Bu bağlamda, tüm toplantılarda ekonomik bağların karşılıklı önemi otomatik olarak masaya yatırıldı. Türkiye ekonomisine dair gelişmeleri konuştuğumuz görüşmelerde, iş heyetimizin kurumsal gözlem, tecrübe ve görüşleri AB tarafı için “verilerin çizdiğinin ötesinde” canlı bir tablo sunmuş oldu. Türkiye’nin, 2016 gibi ifadesi bile güç bir zorlu dönem sonrasında normalleşmeye ve ekonomik olarak hızla ayağa kalktığına dair detayları enine boyuna konuştuk.

Elbette bu çerçevede siyaset de, hikâyenin ve tartışmaların önemli bir parçası oldu. 2016 sonrası yaşananların bu noktada ilişkilere dair olumsuzluğu körüklediği, malum koca bir gerçek. Lakin bir diğer gerçek var ki, bu görünümün tam arka planında yatıyor:  Gerçekle algı arasındaki mesafe. Nitekim dış dünyada Türkiye’ye dair bu iki olgu arasında ciddi bir kopukluk olduğu düşüncem, bu ziyaretle birlikte daha da güçlenmiş oldu. Sebepler arasında ise, iletişim mekanizmasının etkin işlememesi ve yanlış/eksik haber akışları gibi etkili unsurlar var. 

İşte bu nedenledir ki, ziyaretin çıkış noktası olan iletişim ve diplomasi konusu, temaslar sonrası üzerine yoğunlaşılması gereken “esas çıktı” olarak da neticelendi. Daha sık bir bilgi aktarımı ve samimi bir diyalog çerçevesindeki yaklaşımların, her iki taraf için de önemli olduğu hususunda açıkçası herkes hemfikir kaldı. Dolayısıyla algı bozulmasına sebep olan ve ilişkileri ister istemez hırpalayan iletişim eksikliklerini gidermek, başlıca görev olarak karşımıza çıktı.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Teşekkür 25 Kasım 2018 | 6.015 Okunma İş yapmanın kolaylığı 02 Kasım 2018 | 4.835 Okunma Küresel havacılığın merkezi doğuya kayarken 30 Ekim 2018 | 5.064 Okunma Roma-Brüksel hattı 26 Ekim 2018 | 5.289 Okunma Çin yavaşlarken 23 Ekim 2018 | 4.325 Okunma