En son Mayıs ayında ilgili gelişmelerle bu köşeye taşıdığım petrol meselesinde, o vakit beklenenler bugün daha net bir hal alıyor. Geçtiğimiz günlerde yeni bir çıkış-iniş sergileyerek piyasaları hareketlendiren petrol, ülkeler arası çok faktörlü bir hikâye yazıyor. Bu doğrultuda son dalgaların başlıca izahatı olan arz yönlü gelişmeler kapsamında, ABD Başkanı Trump’ın İran’a yaptırım kaynaklı açıklamaları en büyük etkenlerden… Aslına bakılırsa Mayıs ayındaki petrol yükselişine de bu etken yön vermişti. Şimdi ise bir yandan yaptırımların takvimdeki başlangıcı olan Kasım’a yaklaşan vakit hissedilirken, diğer yandan İran’dan boşalacak kısmi üretime dair DC yorumları gündemi sarsmış durumda…
Nitekim görünen o ki; yükselen petrol fiyatları ABD’deki ara seçimlere az bir zaman kala iktidarı düşündürüyor. Buna bağlı olarak da, Başkan Trump’ın OPEC’e karşı çıkardığı ses giderek yükseliyor. Ona göre şimdi, Suudi Arabistan önderliğinde ciddi bir üretim artışına gitme zamanı…
Zira genel beklenti, dünyadaki petrol arzının önümüzdeki kısa dönemde zayıflaması yönünde. Son zamanlarda bu anlamda gelişmelere baktığımızda ise, önümüze çeşitli üreticilerde gözlenen birtakım problemler çıkıyor.
Bunlar arasında Libya çok da yeni olmayan bir sıkıntıyla boğuşurken, savaşın petrol üretimini aksattığı ülkede geçtiğimiz haftalarda iki ihracat terminalinde günlük yaklaşık 450.000 varili ilgilendiren bir olumsuz vaka yaşanmıştı. Ve dün buna yenileri eklendi. Piyasalarda bunun kısa süreli olabileceği beklentisi olsa da, zihinlerde bir de terminalin yönetimini ele alacak şirkete dair soru işaretleri var. Nitekim petrol ithalatçılarından, adı geçen yönetimden alım yapmayacakları yönünde söylemler geliyor.
Dolayısıyla bu durumun Libya’nın ihracatında ve küresel arzda nasıl bir etki yapacağı, tam da bilinmeyen riskli bir faktör… Bunun yanı sıra Venezuela da, malum ekonomik sıkıntılara bağlı olarak yılbaşından bu yana kabaca günlük 500.000 varili bulan üretim zayıflamasına devam ederken geçtiğimiz hafta Kanada’da günlük 350.000 varillik arza konu bir tesisin kapatılması da telaşeyi iyiden iyiye artırdı. Diğer yandan ABD’de stokların düşmesi, piyasaları düşündüren bir diğer unsur olarak ifade edilebilir.
Bu çerçevede aşağı yönlü arz beklentisinde en önemli etkenlerden biri de, şüphesiz başta da değindiğim gibi İran yaptırımları… ABD Başkanı’nın İran’dan petrol alımına dair dünyaya uyguladığı baskı, daha önce de yazdığım üzere, bir kısım ülkenin buna uymasını beraberinde getirebilir. Lakin bunun ne ölçüde olacağının net olmadığının altını çizmek gerek. Tahminler ise, Kasım itibariyle günlük bazda 500.000’den tutun da 1 milyon varile kadar varıyor.