Dış âlem verilerinin söylediklerini en son Ağustos ayında kaleme aldığımda, ekonomideki dengelenmenin bu cephede görülmeye başlandığını dile getirmiştim. Aradan geçen iki aylık süre içinde, söz konusu eğilim güçlenen bir hal aldı. Dün açıklanan son dış ticaret verileri de, bu duruma şahitlik ediyor. Dolayısıyla gelinen noktaya, bu veriler eşliğinde bakmakta fayda var.
Bu doğrultuda Eylül dış ticaret istatistiklerinde, gerek ihracat gerekse ithalatta göze çarpan hızlar var. Öncelikle ihracata bakılacak olursa, önceki yılın aynı ayına göre %22,6 oranında güçlü bir artıştan söz ediyoruz. Ticaret Bakanlığı geçici istatistiklerini TİM verilerinden destek alarak değerlendirdiğimizde, çoğu ürün grubunda yıllık bazda güçlü büyümelerin olduğu anlaşılıyor. Eylül’deki çift haneli ihracat büyümesine puan katkı verenler arasında, çelik, otomotiv, mücevher, kimyevi maddeler, hazır giyim gibi belli başlı kategoriler ise ağır basıyor. Ana sınıflandırmalar açısından bakıldığında da, hem yatırım hem tüketim malları hem de hammaddede kuvvetli artışlar var.
Madalyonun diğer yüzündeki ithalat ise, düşüşünü Eylül’de de sürdürerek yıllık bazda %18,1’lik bir gerileme kaydetmiş gözüküyor. Burada da resim, ihracatın tam tersi bir şekilde, tüm genel mal gruplarında organize bir düşüşe işaret ediyor: Yatırım malları ve hammadde ithalatındaki iniş, tüketim mallarındaki keskin gerilemeye eşlik etmiş durumda...
Dolayısıyla madalyona toplu bir bakış atıldığında, ekonomik aktivitedeki dengelenmenin emareleri bir kez daha ortaya çıkıyor. Bu kapsamda iç talepteki yavaşlamaya ve dışarıdan gelen canlılığa, kurdaki gelişmelerin de katkı verdiğini söylemek mümkün. Buradan hareketle, yine yeni bir veriden daha bahsetmekte fayda var. Zira dün Eylül geçici dış ticaret istatistiklerinin yanı sıra, İSO tarafından açıklanan ve aynı döneme ait PMI verilerini de inceleme şansımız oldu. Bilindiği gibi PMI, iktisadi aktivitenin anlamlı göstergelerinden olur ki; burada son aylarda gördüğümüz gerileme bahsi geçen dengelenme hadisesinin bir diğer yansıması olarak Eylül’de de devam etmiş gözüküyor.
Hatta PMI verileri de, iç talep ve ihracat arasında bir ayrışmanın olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim ihracat siparişleri, toplamdaki performansa kıyasla daha az etkilenmiş bir tablo sergiliyor. Bu noktada PMI Raporu’nda da, Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybının ihracatımızı kısmen de olsa desteklediği değerlendirmesi göze çarpıyor.
Gelinen noktada ithalattaki ciddi düşüşle birlikte pekişen dengelenmenin, cari açıkta gözle görülür bir erimeye sahne olacağını öngörüyoruz. Turizmdeki canlılığın devam etmesi de, bu gelişime kuşkusuz destek veriyor. Bu bağlamda ticaret açığındaki gerileme olumlu bir gelişme olmakla beraber, ihracat ile ithalat ve keza reel sektör ile finans sektörü arasındaki sıkı ilişkileri de göz önünde bulundurduğumuzda, ekonomideki normalleşmenin istikrarlı bir patikada ilerlemesi önem taşıyor. İşte bu nedenle de, makro resimde dengelenmeyi, stabilizasyonu ve neticede öngörülebilirliği amaçlayan yeni dönem ekonomi programındaki hedefler, bir çıpa niteliğinde…