MEMUR HABERLERİNİN YENİ ADRESİ...
Binali Yıldırım'ın AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan olmasıyla birlikte Türkiye'de yeni bir dönemin başladığını daha önce söylemiştik.
Bu yeni dönem sadece siyasete değil medyaya da sirayet edecek, öncelikle bunun haberini verelim.
Peki medyada ne gibi değişimler olacak?
7 Haziran seçimleri sonrası AK Parti'nin oylarının yüzde 40'a
düşmesiyle en çok tartışılan konulardan birisi AK Parti'ye yakın
medyanın başarısızlığı oldu.
Hatırı sayılır bir medya gücüne sahip olmasına rağmen AK
Parti'nin oyları neden düşmüştü? Medya neden iyi
yönetilememişti?
Neredeyse 1 Kasım seçimlerine kadar bu konu ağırlıklı olarak
ele alındı, tartışıldı. Fakat 1 Kasım seçimleri sonrası yüzde
50'ye yakın bir oy oranıyla iktidar gücü yeniden perçinlenince bu
tartışma da rafa kalktı.
Rafa kalktı fakat bu durum yandaş medya olarak nitelenen AK Parti'ye yakın medyanın istenilen performansı veremediği gerçeğini değiştirmedi.
Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlığı döneminde ise siyasette
yaşanan "çift başlılık" medyada da
yaşandı.
Hatta medya grupları ve gazeteciler arasından ciddi
bir "Hocacılar-Reisçiler" ayrımının
yaşandığına şahit olduk. Davutoğlu'nun görevi bırakmasından bir
hafta önce de bu ayrılık iyice kendini göstermişti. Pelikan Dosyası
da bunun patlak verdiği son nokta oldu.
Kulislerde Davutoğlu ve ekibinin kendi medya gücüne sahip olmak için harekete geçtiği, tasfiye edilen isimlerin de aralarında olduğu bazı gazeteciler ve gazetelerle yeni bir medya dizaynı yaptığı söylentileri alıp başını gitti. Son dönemde bu söylentiler o kadar ayyuka çıkmıştı ki artık Davutoğlu ekibinin bunu gizli saklı değil, göstere göstere yaptığı iddia edilmeye başlandı.
Bu durum rafa kalkan "medya başarısızlığı"nın üstüne yeni bir kırılma yarattı.
Artık AK Parti'ye yakın muhafazakar medya içerisinde bir "sadakat" sorunu da yaşanmaya başlamıştı.