Türkiye'de vasatın hakimiyet alanını giderek
genişlettiği medya dünyasında "kaliteli" medya tartışmalarına
hasret kalmıştık.
Şu an Türkiye'deki medya düzeni için son derece faydalı iki ana
konu üzerinden bir medya tartışması
sürüyor. Ve Allah'ın işine bakın ki bir
medya sitesi olarak bu tartışmaları size
aktaramıyoruz.
Kim ne yazdı, kim kime ne dedi, kim ortaya yeni bir fikir koydu?
Bunların hiçbirini, içeriği
sadece "medya" olan
bu sitede göremiyorsunuz.
Neden mi?
İşte bu sorunun cevabı tam da bu tartışma konularından birisine tekabül ediyor.
Efendim, madem içerikleri paylaşamıyoruz, kendi adıma kısaca mevzuyu bir derleyip toparlamak istedim.
Zira medyamız açısından gündemde olan bu iki konuyu çok
önemsiyor ve gündeme getirilip, köşe yazarlarının bu konular
üzerine kalem oynatmalarını, bir nevi içinde bulunduğumuz medya
düzenini açıktan sorgulamalarını çok kıymetli
buluyorum.
Bir medya sitesi yazarı olarak da bunu kendime dert ettim. (Evet,
başka derdim kalmadı!)
Şimdi gelelim konulara...
İlki Demirören ve Turkuvaz Medya Grubu'nun aldığı 12 Kasım kararları ve Demirören Medya Grubu CEO'su Mehmet Soysal'ın yazılarıyla başlattığı "n'olcak bu geleneksel medyanın kan kaybı" temalı tartışmalar.