İlahiyatçı İhsan Şenocak iki gün önce bir tweet
attı.
Diyor ki;
"İslamın Kızı!
Umudumuz sensin, cafelerde gece yarılarına kadar erkeklerle
senli-benli konuşan, felsefenin derin bahislerine dalan, para, pul
kazanan lakin ailesini dağıtan kadınların değil, Fatih'e, Baki'ye,
Sinan'a ninni söyleyen, evinde Yavuz yetiştiren anaların izinde
yürü!"
Yani; Eyyy İslamın kızı, yine yedin ayarı! Hadi hayırlı
olsun.
Hocaya göre İslamın kızı ancak evinde oturup, çocuk
yetiştirdiğinde umutlar yeşertecek.
Ama öyle kız çocuk falan da değil ha!
Dikkatinizi çekerim; Fatih gibi, Baki gibi, Yavuz gibi
erkek çocuklar yetiştirdiğinde vazifesini yerine getirmiş
olacak.
Hoca kusura bakmasın ama cinsiyetçiliğin dibine vurmuş bu
ifadelerle.
Allah'tan kız çocuklarını diri diri gömülmekten kurtaran,
ticaret ehli bir kadınla evlenen ve sahabe kadınlara sadece
"evlerinde oturup çocuklara ninni söylemesini" öğütlemek yerine
sosyal hayatın her alanında alan açan bir Peygamberin ümmetiyiz de
aradaki yaklaşım farkını görebiliyoruz.
Bütün bunların dışında asıl merak ettiğim; niye bu hocalardan
ayar yiyen hep İslamın kızları oluyor?
Hocanın ev dışında saydıklarının hepsi İslamın oğulları
için de geçerli. Yoksa değil mi?
İslamın kızı evde ninni söyleyerek, "Yavuz"lar yetiştirecek,
sonra o "Yavuz"lar gece yarılarına kadar cafelerde felsefenin derin
bahislerinden uzak nargile tüttürecek.
Hayır, bi de niye felsefeden
uzak? Orası da bi ilginç zaten ama uzatıp
felsefe yapmaya gerek yok.
Özetle; Hayat İslamın oğluna güzel....