Bu hafta bir değişiklik yaparak sizi Türkiye ve Türkiye gündeminden uzak, hem de bayaa uzak bir yere götürmek istiyorum.
18 bin küsür adasıyla dünyanın en büyük takımadası ünvanına sahip, hem nüfus hem yüzölçümü bakımından yine dünyanın en büyük ülkeleri arasında olan Endonezya'nın başkenti Cakarta (Yaygın haliyle Jakarta denmesine rağmen Endonezyalılar Cakarta dediği için yazıda Cakarta'yı kullandım). Endonezya'nın en'leri bu kadar değil elbette; dünyada müslüman nüfusunun en fazla olduğu ülke aynı zamanda.
Yaklaşık 10 gün önce Cakarta Büyükşehir Belediyesi Turizm Ofisi ve Endonezya Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosluğu'nun birlikte organize ettiği bir kültür ve tanıtım programı için Cakarta'daydım. Direkt uçuşla 12 saate yakın bir yolculuk yapıyorsunuz. Biz Doha üzerinden aktarmalı uçtuk; yol çok yorucu olsa da çektiğimiz çileye tek kelimeyle "değdi" diyebilirim.
(TRT Belgesel için muhteşem belgeseller çeken Zeki
Subaşı ve Abdullah Genç de bizimle beraberdi. Ben dönerken onlar,
Java adasındaki dünyanın en büyük asit gölü olarak da bilinen Kawah
Ijen volkanına doğru yol aldılar. Büyük bir merakla yayınlanacak
belgesellerini bekliyorum)
RENGARENK BİR ŞEHİR
Cakarta'ya iner inmez ülkenin tropikal iklimi sarıyor insanı.
Etnik ve kültürel anlamdaki zenginliği şehrin ruhuna adeta
sirayet etmiş.
Endonezya iklimi nedeniyle çok yağış alan bir ülke özellikle de
Nisan ve Ekim ayları arasında. Gezimizin Ekim ayı bitmeden
gerçekleşmiş olması bizim için bir şanstı doğrusu.
Asya'nın yükselen şehirlerinden
biri olan Cakarta insan ve araç kalabalığına rağmen doğal
güzelliğiyle göz kamaştırıyor.