Emine Bulut'un eski eşi tarafından boğazı kesilerek
öldürülmesinin ardından günlerdir "kadına şiddet" ve "kadın
cinayetleri" üzerine konuşuyoruz.
Konuşuyoruz da ne oluyor? Ya da ne olacak?
Muhtemelen yine hiçbir şey değişmeyecek.
Çünkü bu durum bir anda değiştirebileceğimiz bir durum değil ama
değişmeyecek bir durum da değil.
Bu sorun çok daha temelden, bizim toplumsal kodlarımızdan
geliyor. Dolayısıyla çözümü de topyekün bir zihniyet
değişiminden geçiyor.
Zihniyet dediğimiz şeyin ilk yansıması dildir ve zihniyet
değişimi dilde başlar.
Düşünün ki biz;
-"Kızını dövmeyen dizini döver" diye atasözü
olan,
-"Eksik etek" diyerek kadını tanımlayan
-"Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik
etmeyeceksin" diye nasihatler veren
-Sinirlendiğinde öfkesini karşıdakinin önce anasına,
bacısına, karısına, kızına söverek gösteren (falan
falan, liste uzar gider) bir milletiz.
Bunlar geleneksel kodlarımız. Şimdi alın bunları bir
kenara...