Hatice Kübra Gazeteciler

Ne başörtüsüymüş arkadaş!

Yılgınlığım o kadar büyük ki kafadan giriyorum mevzuya; Başörtüsü üzerinden yapılan siyasi yorumlardan, oluşturulan gündemlerden, sonu gelmez polemiklerden, sosyal medya manipülasyonlarından...

21 Ocak 2019 | 15.099 okunma

Yılgınlığım o kadar büyük ki kafadan giriyorum mevzuya;

Başörtüsü üzerinden yapılan siyasi yorumlardan, oluşturulan gündemlerden, sonu gelmez polemiklerden, sosyal medya manipülasyonlarından, ötekileştirmelerden, genelleştirmelerden, kalıplaşmış yargıların temcit pilavı gibi sürekli önümüze getirilmesinden vallahi yıldım!

Nasıl oluyorsa oluyor, bir şekilde başörtüsü gündemimize hem de en üst sıralardan oturmayı başarıyor.

İdeolojik kamplaşmaların, toplumsal kutuplaşmaların, dini ihtilafların en belirgin sembolü olarak başörtüsü, istisnasız her kesim için çok kullanışlı bir malzeme. O kadar ki bizim başımıza taktığımızdan çok, kafaya takmış durumdalar başörtüsünü.

Kamusal alanda başörtü serbestisinin gelmesi de bu durumu değiştirmedi.

"Ne güzel normalleşiyoruz falan" diye seviniyorduk ama bırakmıyorlar ki bir normalleşelim.

Laikçisi bir yandan muhafazakarı bir yandan çekiştirip durmaya devam ediyor örtümüzü.

Alayına isyanlardayım!

Önceleri bir yaşam biçimine, ideale ya da davaya tekabül eden başörtüsü, zaman içinde ideallerin kaybolması ve sekülerleşmenin de etkisiyle anlamdan anlama savruluyor.

Misal; eskiden başörtüsünün bir yerlere gelmek için engel olduğunun farkında olup eşlerinin başlarını açtıranlar kadar, AK Parti iktidarında makam ve ihale almak için eşlerinin başlarını örttürenlere de rastladık. Sonra bir bakmışsın başörtüsü bir tercih olmaktan çıkıp, duruma göre takılıp çıkarılan bir "rant" aracı olmuş.

Misal; bir dönem ötekileştirmek için tek başına yeterli olan başörtüsü, bu dönemde bir makama gelmek ya da bir iş almak için tek başına yeterli değil. Yanında başka "ayrıcalıklara" da ihtiyacın var. Ama bütün başörtülülerin AK Parti iktidarıyla zenginleştiğini, makam ve mevki sahibi olduğunu, paraları götürdüğünü düşünen bir kesim oluşmuş. Sonra bir bakmışsın "durum öyle sandığınız gibi değil, genellemesek" falan desen de kimseyi inandıramıyorsun.

Misal; Edis konserinden çıkıp bir cafede güle oynaya oturuyorsun arkadaşlarınla. Önce birinin çıkıp "Arabistan" göndermesi yaptığı iddia ediliyor, arkasından diğeri çıkıp "senin ne işin vardı başörtünle içkili mekanda" diyor. Sen de dönüp "sanane" diyebilecekken olayı medyaya taşımayı tercih ediyorsun. Niye? 
Çünkü "başörtüsü meselesi" gündem için her daim albenili. Sonra bir bakmışsın siyasetin gündemi olmuş.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Başak Demirtaş'a yapılanı kınayan ezikler! 16 Haziran 2020 | 10.866 Okunma Fatih Altaylı'dan Cüneyt Özdemir'e ne değişti? 29 Mayıs 2020 | 10.517 Okunma Çocuklarınızın ekran bağımlılığı arttı mı? 18 Mayıs 2020 | 2.690 Okunma Sevda Noyan olayı ve muhafazakar dönüşüm! 11 Mayıs 2020 | 8.540 Okunma Dayatmacı, Baskıcı ve Faşist 29 Nisan 2020 | 5.581 Okunma