1979 yılında gazeteciliğe başlamıştı Rıfat
Ababay.
Gazetecilik geçmişine baktığımızda başarıdan başka bir şey
görmüyoruz.
Zira Rıfat Ababay, Posta gibi bir gazeteyi yıllarca ama
yıllarca kar eden bir gazete olarak yönetti.
Ki bu oldukça zor bir iştir.
Rıfat Ababay'ın farklı bir gazetecilik anlayışı
vardı.
Bir kere despot bir yapısı yoktu. Hep çok çalışkan ama
buyurgan değildi.
Egoların çarpıştığı medya sektöründe nadir rastlanan bir
yöneticilik özelliği vardı: Ben yaptım megolomanlığından
çok çok uzaktı.
Başarısının sırrı da işte tam burada.
O, ekip başı ya da birlikte çalıştığı mesai arkadaşlarının
Rıfat Abisi olarak bilinir.
Giyimiyle, kuşamıyla, nezaketiyle ve dostluğuyla hep kazandı
bugüne kadar.
Kazandığı için de Türkiye'nin en çok satan gazetesinin mimarı
oldu.
Bunları niye yazıyorum?
Rıfat Ababay Posta'yı bıraktı.
Evladından ayrıldı aslında ya da
evlatlarından...
Çünkü o gidince onunla birlikte olanlar Rıfat abisiz
kaldı.
Peki niye gitti?
Bir anlaşmazlık mı vardı?
Demirören Grubu onu istemiyor muydu?
Hayır!
Rıfat Ababay, Posta'nın Doğan'dan Demirören'e geçtiği gün
kararını vermişti.
Ve bu kararını hem Demirörenler'e hem de icra kurulu başkanı
Mehmet Soysal'a bildirmişti. Vefakat bu isteği hemen kabul
edilmedi.
Yıldırım Demirören ve rahmetli Erdoğan Demirören rica ettiler
bir süre daha kalması için. Hatta sürekli kalması
için...
Ama o istemedi.
20 Haziran'a kadar bu görevi sürdürebileceğini belirtti.
Araya seçim de girince Rıfat Ababay'ın verdiği süre 24 Haziran
sonrasında dolmuş oldu.
Son kez Posta'daydı Rıfat
Ababay.