Atatürk, döneminin en saygın devlet adamlarından biri idi.
Hiç bir yurt dışı gezisi yapmadığı gibi pek çok yabancı devlet
adamını makamında kabul etmiştir. Kurtuluş Savaşı’ndan sonraki
dönemde bir karış toprağa göz dikene de izin vermemiştir. O
tarihlerde İtalya’da Mussolini dönemi idi. “Atatürk’ün emrine
girdikten sonra da Mussoli’ninin tehditleri devam etti. Atatürk bir
cevap olsun diye Ege’de bir manevra tertip etti. Bu manevra Aydın
ve İzmir taraflarında yapıldı. Manevrada ben de vardım. Manevralar
bittikten sonra Atatürk, İzmir’den Çanakkale’ye kara yolu ile
gitmek istedi. O vakit İzmir Valisi olan Kazım Paşa ve diğer
yetkililer ‘Paşam gidemezsiniz, ileride bataklık vardır’ dediler.
Paşa başlangıcından itibaren maniayı sevmeyen bir adamdı. ‘Yok öyle
şey, gideceğiz’ dedi ve gittik. Ayvalık’a geldik. Ayvalık’ta bir
bahçeli lokantada akşam yemeği yedik. Etrafımıza halk toplandı.
Zaten Atatürk gittiği yerde halkı gördü mü mutlaka konuşurdu.
‘Vatandaşlar, karşımızda bir komşumuz var, bu komşumuz gözünü bize
dikmiş sizin oturduğunuz yerleri istila etmek ister. Fakat siz
biliyorsunuz, yakın zamanda buraları düşman istilasından kurtardık.
Yunanistan küçücük bir devlet idi. O Kurtuluş Savaşını Yunanistan
ile yapmıştık. Yunanistan ile yaptığımız savaşta küçük
görülmemelidir. Çünkü arkasında İngiltere, Fransa ve bütün Avrupa
devletleri vardı, onları besliyorlardı.