10 Mayıs günü Türk gemisini bombalama cesareti bulan Libya’nın
tutumu dış politikamızın hezimetidir.
Kim bilir, Arap Baharı’nda İzmir’den kalkan uçakların parçaladığı
Libya’nın öcüdür belki de…
Ya da Kaddafi’ye muhalif güçlere uçakla 400 milyon dolar
yollamamızın faturasıdır…
Zira işgal sonrasında bölünen Libya’da şu anda iki hükümet var:
Tobruk ve Trablusgarp’da bulunan hükümetlerden Tobruk’takiyle
aramız açık ve muhtemelen saldırı da bu yüzden
gerçekleştirildi.
Özellikle son yıllarda İslam dünyasıyla ilişkileri sanki bilinçli
bir şekilde koparan Ak Partisi sayesinde Yemen’de, Suriye’de ve
Mısır’da büyükelçimiz dahi bulunmuyor.
Dışişleri Bakanlığı’mızın şiddetle kınadığını bildirdiği hal,
teröre destek veren, verdiği yabancı basında delilleriyle yer alan
bir ülkenin gelecekte yaşayacağı kaderdir aslında.
Türkiye, Libya’nın iki başlı halinden sorumludur.
Reuters Haber Ajansı’na göre, Libya’nın Derne kentine gittiği iddia
edilen gemi, IŞİD’in ülkede varlık gösterdiği yer olan Derne’ye
hangi gerekçeyle gidiyor acaba?
Tobruk Başbakanı Abdullah El Sani, Türkiye’yi Trablus hükümetine
silah vermekle suçluyor.
Yine bir iç savaş ve yine Ak Partisi’nin desteği…