Salât ve selam Peygamberimize (s.a.a.) ve O’nun Ehl-i Beyt’ine
olsun.
Zübde–i Kur’an olan Peygamberimiz, Veda Haccı’ndan dönerken
ümmetine şu ikazda bulunmuştur: “Size iki emanet bırakıyorum . Biri
Allah’ın kitabı Kur’an, diğeri Ehl-i Beyt’imdir. Bunlara
sarıldığınız sürece hidayettesiniz.”
Öyleyse hidayet kaynağı, Ehl-i Beyt’tir.
Ehl-i Beyt Kur’an-ı Kerim’de Cenab-ı Hakk’ın (cc) doğru, temiz ve
sevilmesi şart olarak buyurduğu Peygamber ailesidir.
Bazıları, Hz. Peygamberin hanımlarının veya Haşimoğullarının Ehl-i
Beyt içine girdiğini iddia etseler de, Ehl-i Beyt Hamse-i Ali Aba
hadisinde Hz. Peygamberin beyan buyurduğu şekliyle; Peygamberimiz,
Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. hasan ve Hz. Hüseyin efendilerimizdir.
Ehl-i Beyt hakkında Kur’an-ı Kerim’de onlarca ayet
bulunmaktadır.
“Kim sana gelen ilimden sonra seninle tartışmaya girişirse, de ki,
‘gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve
kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım’ ve sonra dua
edelim de Allah’ın laneti yalancıların üzerine olsun.” (Al-i İmran,
61) Bu ayetin nazil olmasından sonra Hz. Peygamber Necran
Hıristiyanlarıyla karşılaşmaya Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve
Hz. Hüseyin’i alarak gitmiştir.