Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile yürütülen müzakereleri
askıya alma kararının şok etkisi yaptığı bir gerçek. Kararla ilgili
olarak AB Bakanı Ömer Çelik, "Türk-AB ilişkilerini sabote etmeye
yönelik" yorumunu yaparken, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin
Müftüoğlu, “Bu karar tarafımızdan yok hükmünde sayılmaktadır”
şeklinde bir değerlendirmede bulundu.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu, "Bu karar sadece müzmin Türkiye düşmanlarının,
Türkiye'nin gelişmesinin önüne set çekmek isteyenlerin beklentisine
uygundur" derken, Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı
Gürsel Baran ise "Bu karar Türkiye'nin AB ile ilişkilerini
zayıflatmaya dönük girişimlerin devamıdır" şeklinde konuştu.
Elbette Avrupa Parlamentosu'nun aldığı kararın bir bağlayıcılığı
yok. Ancak devletler-arası ilişkiler dikkate alındığında raporun
içeriğinde tüm Avrupa ülkelerinin altına onay verdiği eleştiriler
var ve asıl olarak bu nokta önemli.
Avrupa Parlamentosu raporunda Türk kökenlilerin yoğun yaşadığı
yerlerde yapılmak istenen mitinglere değinilerek, Ankara'nın Avrupa
Birliği (AB) ülkelerindeki Türk diasporasını kontrol etme
girişimlerinden kaçınması istendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bazı Avrupalı liderler için 'Nazi'
benzetmesi de kınandı.
Raporda Alman askerlerinin İncirlik'teki üsten ayrılmasının NATO
müttefiklerinin terörle mücadelesine 'darbe vurduğu' görüşüne de
yer verildi.