Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, istifasını vererek
vazifesinden ayrıldı.
2010'da Erdoğan'ın 'olur'u ile göreve gelen Sayın Görmez'in
makamını bırakmasının ardından Sayın Cumhurbaşkanı, Diyanet'in
“özellikle Doğu ve Güneydoğu'daki çalışmalarda" çok geç kaldığını
ifade etti.
Bu doğrudur. Ancak Diyanet sadece Doğu ve Güneydoğu'da değil,
Anadolu sathında vazifesini icra edememiştir.
Zira, dağ köylerindeki cami imamlarına varıncaya kadar FETÖ yanlısı
imamların atanmasına, FETÖ'nün temel amacı olan dinlerarası
diyalogun her yerde faaliyete geçmesine veya bu çerçevede gözümüzün
içine baka baka sokaklarda İncil dağıtan gençlere engel
olmamıştır.
Sayın Görmez, 2012 yılında Kazakistan'da düzenlenen bir programda,
"Dinlerarası diyalog olamaz ancak din adamları arasında çevre,
barış vs. konularında fikir alışverişinden kaynaklanan bir diyaloga
girilebilir" diyerek ilk diyalog sinyalini vermişti.
Ancak bu açıklamadan bir ay sonra Patrikhane'yi ziyaret ederek,
"dinlerarası diyalog olmalıdır" mesajını ilan etmiştir.
Ülkemizde diyalog faaliyetlerinin etkilerini büyük bir FETÖ kumpası
halinde, Kelime-i Tevhid'in ikinci bölümü olan Muhammedür
Resulullah kısmının çıkarılmasında, bunu demeyenlere de şefkat
nazarı ile bakılmasında, Müslüman bir kadınla Hıristiyan bir
erkeğin evlendirilmesinde, dinler bahçesinin açılmasında, sayısız
kilisenin imarında, domuz etinin yaygınlaştırılmasında müşahede
ediyoruz.