ABD Kongresi’nde geçen hafta Irak’taki Kürt ve Sünni grupları silahlandırma teklifi görüşüldü.
Kürtlerin silahlandırılması siyasi bölünmenin, Sünnilerin silahlandırılmasıysa mezhebi bir çatışmanın sinyalidir.
Irak’tan, İran’dan, Türkiye’den ve Suriye’den alınacak topraklarla kurulacak Kürdistan’ın da daim kalmayacağı ortadadır.
Kürtlerin silahlandırılması Nihai hedef olan büyük İsrail içindir.
Sünnilere silah desteği ise Müslüman’ın Müslüman’a kırdırılmasıdır.
Abdullah bin Sebe isimli hayali bir kahramanla başlatılan İslam tarihini değiştiren bu büyük fitne, oryantalist yazarlarla bugüne kadar diri tutulmuş ve Şiilerin batılda olduğu fikri İslam dünyasında yayılmıştır.
Hakkında tek bir hadis veya ayet bulunmayan Sünniliğin hak olduğu ise pompalanmıştır.
Oysa onlarca ayet ve yüzlerce hadisle övülen Ehl-i Beyt’i ve İmam Ali’yi sevmek manasına gelen Şiilik de İslam dairesindedir ve haktır.
Kısaca, Şii-Sünni çatışması sunidir ve Hıristiyan dünyaya aittir.
Bugün bu incelikleri anlayacak bir İslam anlayışına ihtiyacımız var.
Yapılmak istenen oyunları görecek ve gerekli tedbirleri alacak bir ferasete muhtacız.
Zira ABD’nin Ortadoğu siyasetinin şekillendiği Büyük Ortadoğu Projesi’nde 22 İslam ülkesinin bölünmesi kararlaştırıldığında 22. ülke olarak Türkiye düşünülmüştü.
Günümüzde Arap Baharı ismiyle yanı başımızda devam eden ve Suriye işgalinde aktif rol oynadığımız bu oyuna gelmemeliyiz.