Mortgage krizinden beri kapitalizmin bittiğinden
bahsediyoruz.
Papaz Malthus’un teorileriyle şekillenen kapitalist sistem, bugün
kalesi ABD’ye dahi merhem olmuyor.
Nitekim dışişlerinde Birleşik Devletler’e bağlı Porto Riko, adanın
72 milyar dolara ulaşan kamu borçlarını ödeyemeyeceğini ilan etti.
Daha önce de ABD’nin Detroit, Stockton ve Jefferson County
şehirleri iflas etmişti.
Yunanistan ise AB içinde krizin en derin yaşandığı ülke. Portekiz,
İrlanda, İspanya, Macaristan, Romanya onu takip ediyor.
AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası troykasının Yunanistan’a
borçlarını ödemek için verdiği sürenin dolmasına rağmen ne
Yunanistan geri adım attı, ne de troika.
Çipras 5 Temmuz’daki referandumda Yunan halkına “Kreditörlerin
taleplerini kabul ediyor musunuz?” diye soracak.
AB’nin talepleri kemer sıkma, borcu borçla kapama üzerine kurulu
iken, Çipras referanduma ‘hayır’ denmesini telkin ediyor.
Bir taraftan da yeni çözümler peşinde.
Malum Çipras’ın partisi Syriza’yı iktidara taşıyan, Milli Ekonomi
Modeli’nden alıntılardır.
Bu alıntıları Milli Ekonomi Modeli’ni birebir uygulamaya karar
vererek devam ettirirse, Yunanistan işte o zaman kurtulacaktır.
Şu anda AB’nin borçların ötelenmesini reddetmesi, diğer Birlik
ülkelerini de etkilememesi içindir. Zira borcunu ödeyemeyen ve Euro
bölgesinden çıkan bir Yunanistan, AB rüyasının da sonunu getirir.
Ortak Para Birimi’ne geçilen 2000 senesinden beri Birlik
ülkelerinde giderek derinleşen ekonomik kriz, lokomotif Almanya’da
dahil tüm ülkeleri etkilemiştir.