Mübarek Kadir Gecesi’nden sonra bizleri bayrama eriştiren Cenab-ı Hakk’a (c.c.) hamd ü senalar olsun.Ekonomik krizin, terörün tedirginliğinin, işsizliğin verdiği bıkkınlığın hanelere yansıdığı bir bayrama giriyoruz.
Ne hazin tecelli ki, Müslüman alemi de bizden farksız değil. Batı’nın kirli elleri ve sonsuz ihtirası, kaynak zengini Arap İslam ülkelerine Ramazan, bayram demeden çullanıyor.
Kapitalizmin pençesinde kıvranan Somali gibi Müslüman ülkelerde ise açlıktan ölümlerin başlayacağı haberleri yapılıyor.
Bir yanda yeryüzünün tüm zenginliklerini elinde tutan birkaç aile, diğer yanda nedeni sadece nefsî ihtiraslar olan açlık ve sefalet…
Bu tablo; Ehl-i Beyt mantığında yaşanmayan İslam anlayışının ve Batı’ya râm olan Müslümanların hali…
Ne kadar acı…
Günden güne Rabbinden uzaklaşan, nereden gelip nereye gideceğini unutan, hesap şuurunu yitiren insanımız ve insanlık bu kötü kaderi esasen eliyle yazıyor.
Zira Hz. Peygamber dönemindeki adil paylaşımı da, veren el olmayı da başarabiliriz.
Ancak o zaman birilerinin hesapları bozulacağı için bu bereket, huzur ve dua kapısı her zaman kilitli tutulmaya çalışılıyor…
Gerek ülkemizde, gerekse dünyada yaşananları seyrederken, çocukluğumuzun bayramlarını hatırlamak kısa bir süre de olsa içimizde, o günlerin huzurunu estiriyor.